Alanya, Keykubad'ın tahta cıkışında aldığı Alaeddin ünvanı ile bağlantılı olarak 'Ala'nın Kenti ' anlamına gelen Alaiye (günümüzde Alanya) şeklinde yeniden adlandırılır.Bu dönemde yapılan Alanya Kalesi'nin bulunduğu tepe güney ve batı yönde sarptır,kuzeydoğuda ise dik,fakat elverişli bir eğimle limana doğru alçalır.Yokuşta ağaçlarla kale duvarları arasına serpilmiş evler vardır.Sahilde iki belirgin yapı göze çarpar. Eski Tersane ve Kızıl Kule. Kızılkule ,üzerindeki yazıttan anlaşıldığına göre , Alaeddin Keykubad'ın inşa ettirdiği ilk yapılardan biridir.
Dışarıdan görünen sekizgen korkuluk duvarları ile sekizgen biçimli ,yalın bir kule ,ok kullanımını kolaylaştıran mazgallardan ileriye gitmez. İçeride daha karışık bir görünüm vardır.İç yapı 5 kata ayrılmış ve her kat farklı bir şekilde düzenlenmiştir.Ortada ağzı dördüncü kattan açılan bir sarnıç bulunmaktadır.
Kızılkule'nin yakınında tepedeki tek akarsuyu sağlayan bir çeşme vardır.Kuledekiler su ihtiyaçlarını yağmur suyunun biriktirdiği sarnıçlardan karşılamaktaydılar.Eskiden sayıları 400'ü bulduğu söylenen sarnıçlardan 100 tanesi hala kullanılmaktadır.
13. yüzyıldan kalma bir Selçuklu eseri olan Kızılkule aynı zamanda Etnografya Müzesi'dir.Müzede Alanya yöresine özgü halı, kilim, giysi, mutfak gereçleri, silahlar, tartı aletleri, aydınlatma aletleri, dokuma tezgahları ile Toroslar'daki yörük Türkmen kültürünü yansıtan çadır gibi etnografya eserleri sergilenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder