17 Ekim 2015 Cumartesi

Konya / Sahip Ata Cami











  
Selçuklu veziri  Sahip ata Fahreddin Ali tarafından 1258-1283 yılları arasında yaptırılan Sahip Ata Cami ;Külliye ,Türbe, Çifte Hamam, Çeşme ve dükkanlardan oluşmaktadır.Külliyenin kuzeyinde yer alan cami; eski Konya Sur’larının Larende (Karaman) Kapısı civarında olduğu için “Larende Camii” olarak ta bilinmektedir. Caminin kuzeye açılan ana kapısı Selçuk Mimarisinin baş eserlerinden birisidir.
Anadolu Selçukluları mimarisinin öne çıkan vasıflarından birisi taşla,sade ve sırlı tuğlayı yapı malzemesi olarak seçmesi ve bunları birbirine kaynaştırmasıdır.Ana kapıyı oluşturan kısmın  kenarı 19 mavi taşın ve beyaz mermerin zıvana ile birbirine geçerek kenetlenmesinden doğmuştur.Kapının üstündeki çıkmalar devrinin taş ustalığının en mükemmel eserleridir.Portalin iki tarafında üstleri geometrik kabartmalarla süslenmiş oyma birer sütun vardır. Sütunlardan sonra portalin şerit şeklinde ikişer yerde düğümlenen kabartmalı geniş çerçevesi vardır. Çerçevenin yanındaki satıhlar baştanbaşa kitabeye tahsis edilmiştir.Burada sağın alt başından başlamak şartıyla besmele ve on üçüncü ayete kadar Fetih Suresi yazılmıştır.Büyük kapının iki yanında birer sebil vardır.   

Cumhuriyet Döneminde Sahip Ata Camii hakkında dikkat çekici ve bilgi veren ilk belge Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Şubat 1931 yılında İsmet İnönü’ye çektiği telgraftır. Bu telgraf şöyledir: 
“(Acele ve Mühimdir) Konya: 19.2.1931 Başvekalete Son tetkik seyahatimde muhtelif yerlerdeki müzeleri, eski sanat ve medeniyet eserlerini de gözden geçirdim.
 
   1. İstanbul'dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya'da mevcut müzeleri gördüm. Bunlarda şimdiye kadar bulunabilen bazı eserler muhafaza olunmakta ve kısmen de ecnebi mütehassısların yardımı ile tasnif edilmektedir. Ancak memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ileride tarafımızdan meydana çıkarılacak olanların ilmi bir surette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap hale gelmiş olan abidelerin muhafazaları için müze müdürlüklerinde ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji mütehassıslarına kat'i lüzum vardır. Bunun için Maarifçe harice tahsile gönderilecek talebeden bir kısmın bu şubeye tahsisinin muvafık olacağı fikrindeyim.
 
   2. Konya'da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir harabi içinde bulunmalarına rağmen sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin hakiki şaheserleri kıymettar bazı mebani vardır. Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi, Alaeddin Camisi, Sahipata Medrese, Cami ve Türbesi, Sırçalı Mescid ve İnce Minareli Cami derhal ve müstacelen tamire muhtaç bir haldedir. Bu tamirin gecikmesi bu abidelerin kâmilen inhirasını mucip olacağından evvela asker işgalinde bulunanların tahliyesinin ve kâffesinin mütehassıs zevat nezaretiyle tamirinin temin buyrulmasını rica ederim.''Mustafa Kemal ATATÜRK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder